Soykırımcı Çifte Vatandaşların Yargılanması Kanun Teklifi
GAZZE'DE NELER YAŞANIYOR?
1948'den bu yana siyonist işgalci rejim, Filistin topraklarında birçok katliam gerçekleştirmiş ve soykırım yapmıştır.
Özellikle 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze Şeridi'ne başlatılan yoğun ve sistematik saldırılar soykırım suçunun apaçık delilleridir.
Uluslararası hukuka göre savaş suçu sayılan eylemler pervasızca devam etmektedir. Bu kapsamda kadın, çocuk, yaşlı, gazeteci, sağlıkçı demeden siviller hedef alınmış; Gazze'deki tüm sivil altyapı yıkılmış, hastaneler, okullar, ibadethaneler ve insani yardım kuruluşları bombalanmıştır.
Gıda, su, ilaç ve elektrik gibi temel ihtiyaçlara erişim engellenmiş, sistematik bir şekilde milyonlarca insan açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa mahkûm edilmiştir. Bu saldırılar, BM ve insan hakları kuruluşları tarafından da "soykırım" olarak tanımlanmıştır.
TÜRKİYE'NİN SORUMLULUĞU
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, 1951'den beri yürürlüktedir ve taraf ülkelere soykırıma karşı mücadele etme sorumluluğu yüklemektedir.
Türkiye bu sözleşmeyi imzalamış ve soykırım suçunu işleyenleri "evrensellik prensibi" gereği yargılayıp cezalandırmayı taahhüt etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bazı kişilerin siyonist işgalci israil ordusuna katılarak bu suçlara iştirak ettiği yönündeki iddialar karşısında bu kişilerin yargılanıp hak etikleri cezaya çarptırılmaması toplum vicdanını yaralamaktadır.
BU KANUN TEKLİFİ NEDEN GEREKLİDİR?
Gazze'de yaşananlar bir savaş değil, açık bir soykırım ve insanlığa karşı suçtur. Hem Türkiye hem de soykırımcı terör rejimi pasaportu taşıyan bazı çifte vatandaşların bu suçlara doğrudan katıldığı bilinmektedir.
Mevcut yasalar yargılamayı mümkün kılsa da soruşturmanın Adalet Bakanı'nın talebine bağlı olması nedeniyle, israil ve destekçisi ülkelerle ilişkilerin bozulacağı endişesi ile yargı süreci işletilmemektedir. Bu durum, suçluların cezasız kalmasına yol açmakta ve adalete güveni zedelemektedir.
KANUN TEKLİFİNİN AMACI NEDİR?
- Soykırım ve insanlık suçlarını işleyenlerin cezasız kalmasını engellemek
- Çifte vatandaşların, başka ülkelerde işledikleri bu suçlar nedeniyle korunmasına son vermek
- Türkiye vatandaşlığının, soykırımcılar için bir koruma kalkanı haline gelmesini önlemek
- Türkiye'nin evrensel hukuk ve insan hakları çerçevesinde kararlı bir duruş sergilemesini
- Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin uygulanmasını sağlamaktır.
Bu şekilde, ülkemizin soykırımcı vatandaşlarını kollama/cezasız bırakma suretiyle soykırım suçuna ortak olmaktan kurtulmasını sağlamaktır.
BU KANUN TEKLİFİ NE GETİRİYOR?
Yargılama Yetkisi Artacak
İnsanlık suçu ve soykırım suçlarında artık sadece Adalet Bakanı'nın talebiyle değil, TBMM kararıyla veya doğrudan soruşturma açılması sağlanacak.
Böylece soruşturma işlemleri, hükümetten bağımsız şekilde, milletin temsilcileri tarafından ya da doğrudan başlatılabilecek.
Soykırımcıların Çifte Vatandaşlığına Son
Soykırım suçu veya insanlığa karşı suç işleyip yargılanmaktan kaçan çifte vatandaşların Türkiye vatandaşlığı iptal edilebilecek.
Vatandaşlığı iptal edilenlerin Türkiye'deki mal varlıklarına el konulacak ve bu varlıklar Aile ve Gençlik Fonu'na aktarılacak.
Soykırımcılara Ağırlaştırılmış Müebbet Cezası
Yabancı bir ordu içinde soykırım suçu işleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.
TEKLİF KABUL EDİLİRSE NE OLACAK?
Gazze'de çocukları ve sivilleri katledenlere destek olanlar ya da doğrudan bu katliamlara katılanlar artık cezasız kalamayacak. Türkiye vatandaşlığı, soykırımcılar için güvenli bir kalkan olmaktan çıkacak. Türkiye, soykırımlara ve insanlık suçlarına karşı etkin bir yargı mekanizması kurmuş olacak. Gelecekte benzer suçların işlenmesini önleyecek caydırıcı bir hukuk mekanizması oluşacak.
SONUÇ
HÜDA PAR, bu kanun teklifi ile zulme göz yummayan, soykırımcıya göz açtırmayan, insanlık onurunu esas alan bir hukuk anlayışını savunmaktadır.
Adaletin siyasi kaygılara kurban edilmediği, vatandaşlık statüsünün kötüye kullanılmadığı, millet iradesinin adalet sürecine doğrudan yansıdığı, bağımsız ve ilkeli bir duruş için önemli bir adımdır.